21 Nisan 2014 Pazartesi

Klozet Ustu Hakikatler

Kim ne derse desin, hava civa..
Hani "ayaklara kara sular inmişçesine" derler ya; hah işte, öylesi yorgun argın bir günün akşamı eve döndüğünde ne pofuduk koltuğun, ne ayaklarını uzattığın yumuşacık puf, ne milyorluk deri takımların, ne de ooh yayıl yayıl kanepen; hiç biri klozetin rahatlığını, dinginiliğini, huzurunu veremiyor arkadaş..

Pok püsürde değil ha olay, saçma/gereksiz yerlere çekme.. Tüm maharet klozet ve buddy'si kapağında; hani şu bildiğin beyaz, plastik ıvır zıvır, var ya; bütün mücize orada....

İşin mekanizması/mantığı hakkında hiç bir fikrim yok. Artık, insan popoyu uzatınca mı rahatlıyor(!), çıplak tene değen soğuk ve doğru dokuda/yumuşaklıkta nesnenin etkisi mi(whad?), yoksa hep dediğim gibi donu indirmek başlıbaşına bir tedavi mi, onu bilemiyorum..

Ama sanki her şey geçmiş; bir tek, saatlerce ayakta kalmanın/taşıdığı yükün etkisiyle kızaran/şişen ayacıklar kalıyor beriye..



Şu yazımda bahsi geçen eski evimin benden önceki kiracısı, hani şu yumuşak olanlar var ya, onların 'cart kırmızısından' bırakmıştı taşınırken geriye.. Daireye yerleşir yerleşmez, plastik eldivenler ve 15er saniyelik nefes tutuş periyoduyla ilk iş onu değiştirmiştim.. Ettiğim küfürler hala dün gibi aklımda.. 

Ne tip bir insan beyaz seramik klozet'in üstüne 'cart kırmızı' bir pofuduk kapak alır ki allasen?

2 yorum:

Butterfly'ınız dedi ki...

hey Allahım yaa :D gece vakti .. üşütük ..

lilanur_43 dedi ki...

bu konu nasıl aklına geldi demeyeceğim :) :D